Skip to content Skip to footer

Bilişsel Davranış Terapisi (Kognitif Davranış Terapiyası)

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT); çok genel bir tanımlamayla, kişinin psikolojik sorunları ile ilişkili ya da onları sürdüren düşünce, duygu ve davranışlarını hedef alarak iyileşme sağlamayı amaçlayan bir psikoterapi ekolüdür. Bu ekolün davranışçı kısmı kişinin gözlemlenebilen uyumsuz davranışlarını belirleyip ona çeşitli terapi teknikleri aracılığıyla daha uyumlu davranışlar kazandırmayı hedefler. BDT’nin bilişsel kısmı ise kişinin zihinsel süreçlerini ele alır. Terapide kişilerin kendilerinde zorlayıcı duygular yaratan ve onları uyumsuz davranışlara iten düşünceleri belirlenerek onlara çeşitli terapi teknikleri aracılığıyla daha nesnel, gerçekçi düşünme yetisi kazandırılır. Bu düşünce ve davranış değişikliği sayesinde kişinin hissetmekten sıkıntı dile getirdiği korku, kaygı, üzüntü, öfke, acı, utanç gibi olumsuz duygularında ve zamanla psikolojik sorunlarında azalma olur.

Bilişsel ve Davranışçı Terapiler

Yaygın kanının aksine BDT tek bir terapi yaklaşımını içermez. Aksine, BDT insan davranışını ve psikolojik sorunlarını açıklarken benimsedikleri felsefi ve teorik ilkeler açısından ayrışan ama ortak bir bakış açısıyla çok sayıda davranışçı ve bilişsel terapi tekniğini farklı şekillerde harmanlayarak iyileşme amaçlı kullanan terapileri bünyesinde barındıran şemsiye bir terimdir. Yani, tek bir BDT yoktur, farklı psikolojik sorunlar için kullanılan farklı BDT programları vardır. Bu yüzden “bilişsel davranışçı terapi” terimi bu terapi ekolünün ne kadar geniş ve kapsayıcı olduğunu yakalayamadığı için “bilişsel ve davranışçı terapiler” terimini tanımlamada kullanmak çok daha uygundur. 1,2

BDT programları incelendiğinde bazılarının daha çok düşünce değişikliğine diğerlerinin ise daha fazla davranış değişikline ağırlık verdiği görülmektedir. Hatta, bazı programlar sadece bilişsel terapi, bazıları ise sadece davranış terapisi barındırmaktadır. Araştırmalar çeşitli anksiyete bozuklukları ve depresyon tedavisinde sadece davranış terapisi uygulamanın hem düşünceleri hem davranışları değiştirmeyi hedefleyen BDT programları kadar iyileşme sağladığını göstermektedir.3-8 Davranış değişikliği kişilik bozuklukları tedavisinde de terapötik müdahalelerinin odağıdır.

Üç Nesil Davranış Terapileri

BDT; üç nesil Davranış Terapileri altında yer alan bir psikoterapi ekolüdür.

Birinci nesil davranış terapileri (ya da birinci dalga davranış terapileri); 1950’lerden itibaren insanın esenliğini arttırmak ve acısını iyileştirmek için öğrenme teorileri ve ilkeleri doğrultusunda geliştirilen yöntemlerin klinik ortamda uygulamalarını barındırır. Davranış terapileri danışanların sorun davranışlarını ve onları etkileyen çevresel koşulları ve davranışın ortaya çıktığı bağlamı değiştirerek iyileştirmeyi hedefler. Uyaran kontrolü, maruz bırakma (üstüne gitme), olumsallık yönetimi, modelleme gibi en temel teknikleri bünyesinde barındırır.2

İkinci nesil davranış terapileri (ya da ikinci dalga davranış terapileri); 1960’larda ortaya çıkmış bilişsel davranışçı terapilerdir. Bu terapiler psikolojik sorunlarda ve sorun davranışlarda insanların işlevsel olmayan düşüncelerinin ve inançlarının belirleyici rolü olduğunu ve terapide bunların hedef alınması gerektiğini savunur. Bu düşünceleri değiştirmek için bilişsel değişim tekniklerinden ve birinci nesil davranış terapilerinin tekniklerinden faydalanır.2

Üçüncü nesil davranış terapileri (ya da üçüncü dalga davranış terapileri); 1990’lardan itibaren gelişen terapilerdir. Bu terapileri ilk iki nesil davranış terapilerinden ayıran değişim ile birlikte kabul ilkesinin terapide benimsenmesidir. Üçüncü nesil davranış terapileri danışanların acı ve sıkıntıyı hayatın kaçınılmaz yanları olduğunu görerek bunları kabul etmelerini destekler. Acı ve sıkıntıyı kabul ederek, bunlarla birlikte, yaşamları için benimsedikleri değerler ve hedefler doğrultusunda ilerlemelerini, davranmalarını önerir. Bu doğrultuda kabul ve bilinçli farkındalık (mindfulness) yöntemlerini ilk iki nesil terapilerin yöntemleri (özellikle birinci nesil davranış terapileri yöntemleri) ile birlikte kullanır.2

Görüldüğü gibi bu üç nesil davranış terapileri birbirinden tamamen bağımsız değil, aksine çeşitli açılardan birbirinden beslenen ve birbiriyle örtüşen terapi yaklaşımlarıdır. Üç nesil davranış terapilerinin buluştuğu ortak nokta insanların duygusal acılarını bilimsel bir yaklaşımla dindirmektir.

BDT’nin Bilimsel Temelleri

BDT’nin günümüzde popüler bir psikoterapi ekolü olmasının en önemli nedeni pek çok psikolojik sorunun düzelmesinde etkili olduğunun bilimsel araştırmalarda gösterilmiş olmasıdır. BDT’yi bünyesinde barındıran Davranış Terapileri geliştirildikleri ilk günlerden beri yöntemlerinin etkisini bilimsel araştırmalarda incelemeyi ilke edinmiş psikoterapilerdir. Yöntemleri 1960’lardan bu yana klinik araştırmalarda sınanmış olduğu için günümüzde en güçlü bilimsel desteğe sahip terapi yaklaşımı olarak kabul edilirler. Sosyal kaygı bozukluğu, panik bozukluk ve agorafobi, yaygın kaygı bozukluğu gibi çeşitli anksiyete bozukluklarında,10 sağlık kaygısı,11 obsesif-kompulsif bozukluk,3 travma sonrası stres bozukluğu,4 depresyon,5,12 yeme bozuklukları13 ve kişilik bozuklukları14 gibi geniş yelpazedeki psikolojik sorunlarda etkili olduğunu çok sayıda araştırma binlerce kişi üzerinde göstermiştir. Bu araştırmalar tedavi etkisinin kalıcı olduğunu ve tedavi sonrası dönemde kişilerin sorunlarında geri dönüşün (nüksün) düşük oranlarda olduğunu göstermiştir. Günümüzde bilimsel veriler ışığında hazırlanan ve klinisyenleri belirli psikolojik sorunları tedavi ederken seçmeleri gereken tedavilerle ilgili yönlendirme amacı güden uluslararası klinik uygulama kılavuzları pek çok sorunun tedavisinde ilk tercih edilmesi gereken terapi olarak Bilişsel ve Davranışçı Terapileri önermektedir.

Klinik Uygulamada BDT’nin Özellikleri

Klinik uygulamada BDT’nin en önemli özelliklerinden biri odağının ‘şimdi’ ve ‘burada’ olmasıdır. Diğer bir deyişle, kişinin sorunlarının kaynağı olduğu düşünülen geçmiş ya da çocukluğuna değil güncel hayatına, bugününe ve buradaki sorunlarına odaklanır. Bu psikoterapi yaklaşımı geçmişin psikolojik sorunların gelişmesindeki önemini kabul etse de kişinin güncel sorunlarını sürdüren uyumsuz düşünce ve davranış alışkanlıklarını değiştirerek sorunları ortadan kaldırmayı hedefler. Bu değişimin kişinin geleceği üzerinde önemli bir etkisi olur. Kişi terapide öğrendiği yöntemleri yaşamı boyunca çeşitli durumlar karşısında kullanarak sorunlarla etkili bir şekilde baş etmeyi başarır. BDT’nin bir başka önemli özelliği seanslarda terapist ve danışanın seans içerisinde eşit derecede aktif olması ve iş birliği içinde çalışmasıdır. Terapist ve danışan değiştirilmesi hedeflenen düşünce ve davranışları birlikte belirler ve değişim için kullanılacak yöntemleri birlikte seçerek planlarlar.

Genel olarak davranış terapileri bireysel danışanların tedavi sürecinde de bilimsel bir yaklaşımı benimser. Davranışçı terapistler çeşitli ortamlarda hem uygulanabilirliklerini arttırmak hem de iyileşme sağlamada etkilerini ölçebilmek için yöntemlerini çok net bir şekilde belirlerler. Danışanları değerlendirme, tedavi hedefleri oluşturma, terapi planlama ve iyileşmeyi değerlendirme yöntemleri net ve kesin tanımlanmıştır. Davranışçı Terapistler danışanın tedaviden azami faydayı sağlayabilmeleri için yöntemlerini bilimsel kanıtlara dayanan yöntemler arasından seçerek terapi planı yaparlar. Özellikle terapinin ne işe yaradığı ve danışanın süreçten ne kadar faydalandığı düzenli olarak değerlendirirler. Terapinin başında, terapi süresince ve terapi sonunda değerlendirmeler yapılarak kişinin terapi sürecinden ne kadar faydalandığı anlaşılır. Kişi terapiden yeteri kadar faydalanmıyorsa yöntem değişikliğine gidilir ve terapi planı yeniden düzenlenir. Üstüne çıkabilmek için çaba gösterir ve tedavi sonrası ölçümler yaparak vakanın iyilik halinin devamından emin olmaya çalışır.

Referanslar

1 Nezu, A. M., Nezu, C. M., & Cos, T. A. (2007). Case Formulation for the Behavioral and Cognitive Therapies: A Problem-Solving Perspective. In T. D. Eells (Ed.). Handbook of Psychotherapy Case Formulation. New York: The Guilford Press.

2 Spiegler, M.D. & Guevremont, D. C. Contemporary Behavior Therapy. Belmont, CA: Wadsworth.

3 Rosa-Alcázar, A. I., Sánchez-Meca, J., Gómez-Conesa, A., & Marín-Martínez, F. (2008). Psychological treatment of obsessive–compulsive disorder: A meta-analysis. Clinical Psychology Review, 28(8), 1310-1325.

4 Bradley, R., Greene, J., Russ, E., Dutra, L., & Westen, D. (2005). A multidimensional meta-analysis of psychotherapy for PTSD. American Journal of Psychiatry, 162(2), 214-227.

5 Cuijpers, P., Van Straten, A., & Warmerdam, L. (2007). Behavioral activation treatments of depression: A meta-analysis. Clinical Psychology Review, 27(3), 318-326.

6 Sánchez-Meca, J., Rosa-Alcázar, A. I., Marín-Martínez, F., & Gómez-Conesa, A. (2010). Psychological treatment of panic disorder with or without agoraphobia: a meta analysis. Clinical Psychology Review, 30(1), 37-50.

7 Taylor, S. (1996). Meta-analysis of cognitive-behavioral treatments for social phobia. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 27(1), 1-9.

8 Carpenter, J. K., Andrews, L. A., Witcraft, S. M., Powers, M. B., Smits, J. A., & Hofmann, S. G. (2018). Cognitive behavioral therapy for anxiety and related disorders: A meta‐analysis of randomized placebo‐controlled trials. Depression and Anxiety, 35(6):502-514.

9 Davidson, K. (2007). Cognitive Therapy for Personality Disorders: A guide for Clinicians. Routledge.

10 Bandelow, B., Reitt, M., Röver, C., Michaelis, S., Görlich, Y., & Wedekind, D. (2015). Efficacy of treatments for anxiety disorders: a meta-analysis. International Clinical Psychopharmacology, 30(4), 183-192

11 Olatunji, B. O., Kauffman, B. Y., Meltzer, S., Davis, M. L., Smits, J. A., & Powers, M. B. (2014). Cognitive-behavioral therapy for hypochondriasis/health anxiety: a meta-analysis of treatment outcome and moderators. Behaviour Research and Therapy, 58, 65-74.

12 Tolin, D. F. (2010). Is cognitive–behavioral therapy more effective than other therapies?: A meta-analytic review. Clinical Psychology Review, 30(6), 710-720.

13 Linardon, J., Wade, T. D., de la Piedad Garcia, X., & Brennan, L. (2017). The efficacy of cognitive behavioral therapy for eating disorders: A systematic review and meta-analysis. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 85(11), 1080-1094.

14 Leichsenring, F., & Leibing, E. (2003). The effectiveness of psychodynamic therapy and cognitive behavior therapy in the treatment of personality disorders: a meta-analysis. American Journal of Psychiatry, 160(7), 1223-1232

NOT: Bilgilendirme birebir Datem derneğinden alınmıştır